Yatırım Teşvik uygulamaları hızla yaygınlaşırken, sağladığı avantajların yanında bir dizi sorun, gri alan ve belirsizlik de taşımaktadır. Söz konusu noktalara değinilecek olan bu yazı dizisi, uygulayıcılara ışık tutma amacıyla hazırlanmıştır.
İndirimli Kurumlar Vergisi uygulaması, yatırım teşvik sisteminin en önemli bileşenidir. Bu önemi; doğru ve etkin kullanıldığında sağladığı vergi avantajının yanı sıra hesaplama yöntemindeki kritik noktalar nedeniyle avantajdan riske dönüşebilecek kaygan bir zemine sahip olmasından da kaynaklanmaktadır.
İndirimli Kurumlar Vergisi hesaplaması yapılırken dikkatle yaklaşılması gereken noktalardan birisi de KKEG'nin indirimli kurumlar vergisi matrahına dahil edilebilirliği konusudur.
İndirimli Kurumlar Vergisi mevzuatında KKEG'nin durumu
KVK'nun 32/A maddesinde yatırımlardan ve diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlar üzerinden indirimli kurumlar vergisi hesaplanacağı belirlemesi yer almaktadır.
KVK Tebliği'nin 32.2.5 bölümündeki 1 no.lu örnekte; yatırımdan elde edilen kazancın vergi matrahıyla eşit olduğu varsayılan bir örneğe yer verilmiş olup bu örnekte kazanca KKEG'nin dahil olup olmadığı belli değildir.
Örneğin devamında, yatırım döneminde diğer faaliyetlerden doğan kazanca uygulanacak indirimli kurumlar vergisi hesaplamasında "Diğer faaliyetlerden elde edilen kazanç (KV matrahı)" ifadesine yer verilmiştir. Dolayısıyla (parantez içindeki kv matrahı ifadesine rağmen) örnekte, hâlen kazanç deyimine KKEG'nin dahil olup olmadığı belli değildir.
Tebliğ'de KKEG ile ilgili açık bir belirleme yapılmadığı gibi yukarıdakine benzer dolaylı anlatımlardan da amaçlananın ne olduğuna ulaşmak mümkün görülmemektedir.
Özelgelerdeki açıklamalar
Kazanç ifadesindeki yukarıda vurgulanan belirsizlik, özelgelerde de kendisini göstermiştir. Nitekim konuyla ilgili verilmiş olan özelgelerin geçmişi 2012 yılına kadar dayanmakta olup verilmiş olan 4 özelgeden Bursa ve Kırşehir Vergi İdareleri tarafından verilen özelgelerde kazançtan maksadın ticari bilanço kârı olduğu vurgulanmış, Ankara Vergi İdaresi tarafından verilen özelgede ise "İndirimli kurumlar vergisi, ticari bilanço kârınıza kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten, tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kazancınız bulunması halinde uygulanacaktır." ifadesine yer verilerek safi kurum kazancına işaret edilmiştir.
Daha güncel tarihli (07.06.2023) Bursa Vergi İdaresi tarafından verilmiş özelgede de Ankara Vergi İdaresinin görüşüyle aynı yönde açıklama yapılmıştır.
Bu belirsizliğin bir tarafı olmak elbette kolaya kaçmak olacaktır. Nitekim her iki düzenleme de, savlarını ileri sürenlere pekala geçerli dayanaklar sunmaktadır. Bununla birlikte, daha güncel tarihli olan özelgedeki yaklaşımla, "safi kurum kazancını esas almak" görüşü daha akıllıca olacaktır şu aşamada.
Avantajınızı nasıl alırsınız; KKEG'li mi KKEG'siz mi?
KKEG'nin indirimli kurumlar vergisi matrahına dahil edilmesi konusu KKEG üzerinden ödenecek vergiden kurtulmuş olmak yönüyle mükelleflere cazip gelecektir. Böylece İdare'nin güncel yaklaşımına da uygun hareket edilmiş olunacaktır.
Bu yöntemde KKEG üzerinden vergi ödenmemiş olunmakta ve daha yüksek tutarda yatırıma katkı tutarından faydalanılmış olunmaktadır. Ancak bu noktada vazgeçilmiş olunan bir düzenleme vardır ki; faydası, erken ödenmeyen KKEG üzerindeki verginin avantajından daha yüksek olma ihtimali olan "endeksleme" uygulamasıdır.
Bilindiği üzere 32/A maddesi gereğince yatırımların tamamlanmış olması şartıyla, faydalanılmayan yatırıma katkı tutarları gelecek yıllara yeniden değerleme oranının (YDO) uygulandığı değerlenmiş tutarlarıyla aktarılmaktadır. İşte bu nokta yapıl(a)mayan yeniden değerlemenin faydasının, erken ödenmeyen KKEG'nin vergisinin faydasından daha yüksek olabileceği örneklerle, özellikle yüksek enflasyon döneminde daha çok karşılaşılabilecektir.
KKEG'nin vergisel avantajının farklı YDO oranlarında sağladığı/sağlamadığı faydaya ilişkin bir kıyaslamaya aşağıda yer verilmiştir.
Görüleceği üzere (farklı oranlarda değişim gösterecek olmakla birlikte) yukarıdaki versiyonlara göre; %100'e kadarki YDO bulunan ortamda KKEG üzerinden vergi ödenmeyen durumlarda toplam avantaj, KKEG üzerinden vergi ödenen duruma göre daha avantajlı görülmektedir. %100'de başabaş noktası oluşmaktadır. %100'ün üzerindeki YDO durumlarında ise KKEG üzerinden vergi ödemek daha avantajlı olmaktadır. 2022 yılına ait YDO'nun %123 olduğunu düşünürsek konu daha dikkate değer bir hâl almaktadır.
Özetle, burada vurgulanmak istenilen husus şudur: KKEG'nin dahil edilmesi yoluyla daha yüksek ve erken YKT kullanılan dönemlerde, izleyen yıllara kalan endekslenecek tutar düşecektir. Ancak bu durum, (yukarıdaki örnekler açısından) %100'e kadarki enflasyon ortamında mükellefler açısından faydalı olup, %100'ün üzerindeki enflasyon ortamlarında ise KKEG'yi dahil etmemek daha faydalı olmaktadır.
Vergi İdareleri, özelgelerinde uzun vadeli bu durumları düşünmüş müdür bilemeyiz ama, mükelleflere ve uygulayıcılara cazip gelecek KKEG'nin indirimli kurumlar vergisi matrahına dahil edilmesi uygulaması, yüksek enflasyonist dönemlerde uzun vadede fark edilemeyen enflasyonist bir farkı mükellefler aleyhine ortaya çıkarmaktadır.
Daha fazlası
32/A maddesi ile ilgili KVK Genel Tebliği'ne buradan, Bursa Vergi İdaresi tarafından 2012 yılında verilen özelgeye buradan, Kırşehir Vergi İdaresi tarafından verilen özelgeye buradan, Ankara Vergi İdaresi tarafından verilen özelgeye buradan, Bursa Vergi İdaresi tarafından 2023 yılında verilen özelgeye ise buradan ulaşabilirsiniz.
Yazının e-book hâlini aşağıdan indirebilirsiniz.
Comments